Bu lafı sıklıkla duymaya başladık artık, bunun nedeni de günümüzde artan ağırlık sevdası :). Aslında bunu kişisel olarak onaylıyorum, senelerdir uğraştığım şey de bu aslında orada burada bu işi överek, ve olumlu yanlarını söyleyerek. Herkes egzersiz yaparsa, herkes idman yaparsa, herkes daha güçlü ve fit olursa, insanların daha mutlu olacağına inanıyorum kesinlikle. O yüzden de insanları doğru yola sokmaya çalışıyorum. Şimdi burada benim doğru yol olarak gördüğüm şeyi açıklayayım, bir ukalalık olarak algılanmasını istemiyorum.
Yeni başlayanlar, bu işte çok avantajlı olmalarına rağmen, aynı zamanda belirli dezavantajlara da sahipler. Avantaj, yeni başlayan ne yaparsa yapsın, güzel bir kas gelişimi görecektir. Bu, benim görüşüme göre zaten normal, hareketli biri olarak olması gereken kas miktarına ulaşması demek. Ancak, eğer doğru program ve beslenme ile desteklenirse, yeni başlayanlar süper gelişmeler görebilirler. Detaylara inmeden, olayın diğer tarafına dönmek istiyorum.
Dezavantaj ise, doğru bilginin eksikliği. Özellikle, bu işler ile ilgili doğru türkçe kaynak çok az. Milletini seven bir insan olarak, bir şeyler de bildiğime inanarak, birkaç zamandır kendi dilimizde kaynak oluşturmak istiyorum. Kesinlikle her şeyi bildiğime dair bir iddiam yok, zaten bilmediğim şeylerde bilmiyorum diye açıkça söylediğim yerler oldu, hatalarımı düzelttiklerinde, "evet" dediğim oldu. Bunlar hep kayıt altında zaten. Konuya dönersek, türkçe kaynaklar eksik dedik ama ingilizce kaynaklar içerisinde de hepsi doğru değil. İnanılmaz fazla bir bilgi kirliliği var. Bu bilgi kirliliği, yardım etmeye çalışan bilgisizlerle birleşince de acayip bir noktaya geliyoruz. İşte yeni başlayanların dezavantajları olarak gördüğüm noktalar bunlar.
Benim gözümde, yeni başlayan bir insanın mindset i, yani mevzuya yaklaşım açısı her şeyden, beslenmeden, programından vb. daha önemli.
Örneğin, genellikle çoğu kişinin motivasyonu, daha iyi bir fizikten öte, daha kaslı bir fizik. Hatta bazıları kocaman olmak için yapıyorlar bu işi. Mesela kadınlar da squat yapmaya bayılıyorlar, kalçaları daha yuvarlak olsun diye. Yani temel olarak amaçları daha sağlıklı olmaktan çok, kozmetik bir amaç. İnsanların bu işe neden başladığı beni ilgilendirmez elbette, ama bu tarz yaklaşımlar, uzun vadeli yaklaşımlar değil. Bu spor, gerek vücut geliştirme, gerek sağlıklı fizik, gerek powerlifting, uzun vadeli işler. Yani bunlar bir kerede, bir anda, 1-2 yılda olacak işler değil. O yüzden, bu şekilde olaya yaklaşılırsa, bu spora ya da sporlara ayrılan zaman kısa olacağından, verim alınamayacak.
Şu olay çok önemli. Örneğin, bazen spor salonunda, geleneksel çalışma rutinleri dışarısına çıktığımda bana gelen bir laf var. "Ben de eskiden ağır çalışıyordum.", ya da "Ben de 150 bench basıyordum." Tamam, peki şimdi kaç basıyorsun? İşte bu soru çok kritik. Örneğin, ben de 140 kilo bench press yapabiliyordum bir dönem, ancak şu an omzum yüzünden 60 kilo bench bile yapamıyorum. Önemli olan geçmişte ne yaptığımız değil, şu an ne yapabildiğimiz. Ve özellikle daha ileri yaşlarda ne yapabileceğimiz.
Yani, kısa vadeli hedefler koymak yerine, daha uzun vadeli hedefler koyun. İki ay sonra 150 kilo kaldırmayı planlayacağınıza, iki sene sonra 120 kaldırmayı planlayın. Zira gelişim olduğu sürece her zaman artıdasınızdır. Yani ne kadar geliştiğinizden çok, gelişiyor olmanız daha önemli.
Özellikle bu tarz sporları doğal bir şekilde yapıyorsanız, yani steroid/doping kullanmıyorsanız, genetiğinizle limitlisiniz demektir. Genetik mevzusu ile ilgili de başka bir yazı yazmak gerekli, bunu daha da fazla uzatıp sıkmayacağım. Ancak özet geçmem gerekiyor biraz.
Örneğin, Lazar Angelov tarzı adamlara bakıp, ben böyle olmak istiyorum diyerek, para ile program yazdıranlar var. Halbuki, Lazar Angelov un o şekilde olmasının nedeni programı falan değil, kullandığı steroidler. Biz, yani doğal atletler diye isimlendireyim; bu şekilde popüler isimleri steroid kullanıyor diye gösterdiğimizde, bizim bu işi bilmediğimizi ve onları kıskandığımızı düşünüyorlar. Onlara söyleyeceğim tek şey, bu sporu uzun süre yapıp, steroid kullanmadan Lazar Angelov fiziğine ve ölçülerine kavuşmaları. O zaman hepsini yutacağım söylediklerimin :) Spor yapmayan insanların bunu anlamaması normal, ancak 1-2 senedir ağırlık çalışan birisi, muhtemelen bu tarz popüler isimlerin "yalnızca iyi beslenmediğini ve yalnızca iyi çalışmadığını" anlamışlardır.
Hangi durumda olursanız olun, bu ağırlık sporunu yaptığınız sürece, ortalama insandan daha sağlıklı, daha güçlü ve daha fit olacaksınız. Bu bir gerçek. Ve bu sporun "nankör" olarak bilinmesinin yegane sebebi de, bıraktığınızda, artık bu bahsettiğim şeyleri tam anlamıyla hissedememeniz. Bu aslında sporun nankörlüğünü göstermiyor, bu; bizim o sporu sürekli yapmamız gerektiğini gösteriyor. O yüzden, bu işe başlarken, bunu hayatımızın kısa bir döneminde yapmayı planlamak yerine, ömür boyu yapmayı planlamayı öneriyorum.
Bu da süreklilik demek. Hayatımızda pek çok şey gibi, bu işte de sürekliliği en önde tutmalıyız. İşleyen demir ışıldar. Bunu ben demedim, atalarımız söylemiş. Onlara güvenelim.
Peki, bu işi ömür boyu nasıl yaparız? Birinci planımız sakatlanmamak. Yani sakatlandığımız zaman, o kası / eklemi dinlendirmek zorunda kalacağımızdan dolayı, yaptığımız onca çalışma belirli bir süreliğine heba oluyor. Biraz önce söylemek istediğim buydu; yani 150 bench yapıyor olabilirsiniz, ancak bu benchi siz sakatlanana kadar yapıyorsunuz. Zira sakatlandığınızda değil 150, boş bar bile kaldıramayacak duruma gelmeniz mümkün. Ve bu sakatlıklar, çok kolay gerçekleşebiliyor. Yani kendinizi inanılmaz zorlamanız ile ilgisi yok. Ne ile ilgisi var derseniz, hareketleri yanlış yapmak ile ilgisi var. O yüzden, önem sıramızın en üstüne formu koyuyoruz.
1 - Form
Form dediğimiz, hareketi yapış şeklimizdir. Formumuzu mükemmel hale getirirsek, sakatlık riskini epey bir azaltmış oluruz.
2 - Programlama
Şimdi, formu hallettik. Hareketi doğru yapıyorsunuz, ancak bazen gereğinden fazla ağırlık kullanıyorsunuz, ya da fazla set yapıyorsunuz. Bu konuda bir net bilginiz, fikriniz yok. İşte bu aşamada devreye programlama giriyor. Programlama, ne yazık ki şu an spor salonlarında, yeni Besyo mezunları tarafından yazılıyor, o yüzden epey eksik var. Bu arkadaşlar, ne yazık ki temel egzersiz biliminden haberdar olduklarını düşünseler bile, değiller. Yerde 40 dakika süren karın kası hareketleri yaptırırlar, ağırlık egzersizlerinden önce cardio yazarlar. Bunların hepsi, ve daha saymadığım, sonra başka bir yazıda sayacağım birçok yanlış bulunmakta. O yüzden, ikinci önem sıramız programlamadır. Yani hareketi ne kadar yapacağınızı, hangi ağırlıklarla yapacağınızı gösteren, belirten bir program.
3 - Beslenme
İnternette, insanlar egzersiz, dinlenme ve beslenme oranları veriyorlar. Açıkçası bu benim gözümde bu bahsettiğim iki olgudan daha önemsiz. Bunun nedenleri var, birincisi ben bu yazdıklarımı sadece vücut geliştirme ya da sporlar için yazmıyorum. İkincisi, beslenmenizin zaten temel olarak doğru olduğunu varsayıyorum, üçüncüsü de sakatlandıktan sonra neyi ne kadar yediğiniz, ya da idman yapmadığınız sürece nasıl beslendiğiniz önemli değil. Bu beslenmenin de detaylarına girmeye burada gerek yok, ama sağlıklı beslenmek, proteinimizi, doğal karbonhidratlarımızı almak, meyveyi sebzeyi döneminde yemek gayet yeterli.
Tüm bunları bir araya getirdiğimizde, bu spor ve her spor için geçerli olan bir şey var. Tabii bu arada şundan bahsedelim, bu öneriler müsabık ya da profesyoneller için değil. Onlara da fikir verebilir elbette, ama temel hedef amatör sporculardır. Yani bu işi sağlık için, keyif için yapan ve bu işten para kazanmayan insanlardır. Zira para kazanıyorsanız, belirli dönemler içerisinde belirli hedefleri tutturmak zorundasınız, ancak biz amatörlerin böyle sorunları olmadığı için, işi daha yavaş ilerletebiliriz.
Temel olarak, bu yazdıklarımın, yeni başlayanlar için motivasyon olacağını düşündüm. Özet geçmek istersek, bu işin olayı uzun süre yapmaktır. Uzun süre yapabilmek için de dengeli ve düzenli bir şekilde, formumuza dikkat etmeli, programlı çalışmalı, ve doğru beslenmeliyiz.
Bir musibet bin nasihatten iyi işte. Geçen gün deadliftte linear progression gereği (yalan, aslında ego yüzünden :) ) 100 kiloya çıkmamla form bozuldu, ben de sallamadım. Şimdi belimde hafif bir sızı var. İnş. ciddi bir şey değildir. Yavaş ama sağlıklı gitmenin önemini anlamış olduk böylece :)
YanıtlaSilÇok bir şey olacağını sanmıyorum, ama ağrı geçene kadar hiç bulaşmamak iyi gibi. Ondan sonra da formdan kesinlikle emin olmak lazım. Özellikle karın aktivasyonu, sırtta minik bir bozukluku olsa bile kurtarabiliyor. Geçmiş olsun :)
SilTeşekkür ederim. Bu arada burayı bilmiyordum hayırlı olsun :)
SilTuğberk hocam sıfırdan başlayacağım ne çalışmalıyım , yanlış bir şey yapıp sıkıntı yaşamak istemiyorum
YanıtlaSil